Türkiye’nin en batısına, güneşin en güzel battığı yere, domates reçelinin ve sakızlı muhallebinin en iyi yapıldığı yere, ülkemizin en güzelve büyük adalarından biri olan Gökçeada’ya gidiyoruz.
Instagram’dan takip edenlerin bildiği gibi bayram tatilinde Gökçeada‘daydık. 2010 yılında eşimle çıktığımız Ege Turu’nda bir günlüğüne uğramış ve denizine hayran kalmıştık. Uzun bayram tatilinde de hem İstanbul’a yakın olsun araca istediğimiz an atlayıp gidelim, hem de doğa ile içi içe bir tatil olsun dedik ve bayram sonunda çıktık yola.
İstanbul’dan Gökçeada’ya araçla gitmek için Kabatepe’ye 350 km kara yolu yolculuğu yapıp sonra yaz aylarında 2 saatte bir olan feribota binip 1 saat 15 dakikada adaya geçebilirsiniz. Bazen yoğunluktan fazlaca feribot beklemek zorunda kalabilirsiniz, zira biz bayramda son araç olarak ilk feribota binmenin mutluluğunu yaşarken arkamızda ciddi bir kuyruk bıraktık.
Sefer bilgileri için tıklayın.
Gökçeada’da nerede kalınır?
Gökçeada’da otel konseptinden ziyade günlük kiralık evler ve pansiyonlar fazlaca. Ada da 9 köy bulunmakta ve Rum Köyleri’nde de butik oteller var. Ben araştırma yaparken yaklaşık 30 yer ile telefonda görüştüm ve kararım Kaleköy‘deki Laila Pansiyon‘dan yana oldu. Kaleköy adaya gelenlerin Yunan Ada’larına doğru, Türkiye’de güneşin en son battığı gün batımını izlediği kalenin olduğu köy. Limana 7 km uzaklıkta bulunmaktadır. Laila Pansiyon ise kalenin hemen altında şahane bir köy manzarasına sahip. En önemli özelliği ise pansiyon sahibi Şefika Teyze’nin otelde alkol içilmesine izin vermiyor olması. Çünkü adada otellerin, pansiyonların alkol ikramı olmasa bile bahçesinde, terasında içen insanlarla aynı ortamda kalmak zorunda kalabileceğiniz ihtimali var. İkinci tercih sebebim ise pansiyonun eski bir Rum evi olması ve taş yapıya sahip olması. Aradığım diğer pansiyonlarda klima ve oğlumdan dolayı mutfak arayışı ve bayram dönemi olmasından boş yerlerin az olması, fiyatların çok yükselmesi ile tercihimiz burası oldu ve memnun kaldık. Ben kaldığım dönemde gecelik oda ücreti 200 TL idi.
İletişim:
- YETKİLİ: Gamze – Şefika ŞAHİN
- TELEFON: 0530 289 74 77
Kaleköy Gün Batımı
Kaleköy’de bulunan limanda da akşamları çok hareketli oluyor. Adada her yerde keçi göreceksiniz, plajlarda bile 🙂 O yüzden keçi sütlü dondurmaları çok meşhur, burada tadabilirsiniz. Alkolsüz olan Kalimerhaba Restoran’da akşam yemeği yiyebilir, sahilde yürüyüş yapabilir, hediyelik eşya stantlarını ziyaret edebilirsiniz.
Köyün meşhur kahvesi Mustafa’nın Kayfesi’nde bir sabah kahvaltısı veya ilkindi çayı içmelisiniz. Ortam hem çok nezih hem de tam bir kır kahvehanesi.
Sabun atölyesine uğrayıp hem el yapımı şifalı sabunlardan alabilir hem de güzel kokuları deneme fırsatı bulabilirsiniz. Mustafa’nın Kayfesi’nin hemen üzerinde çok şirin bir bahçeye sahip mekanı da mutlaka görmelisiniz.
Gökçeada’da nerede denize girilir?
Eee ada büyük olunca seçenek çok tabiki 🙂 Ben adaya araçsız gidilmemesi gerektiğini, otobüs ile gidilirse de mutlaka araç kiralanması gerektiğini düşünüyorum. Ada da minübüs seferleri de belli saatlerde köylerden köylere yapılmaktadır. 95 km kıyı şeritine sahip olana adada güney kıyısında bulunan Laz Koyu, Uğurlu Koyu, batı ucunda bulunan Gizli Liman, kuzey kıyılarından Yıldız Koyu ortak plaj alanları arasında en meşhurları. Adada kadınlara özel plaj bulunmamaktadır ama adayı araçla turlarken bir çok gizli koy bulabilir ve buralarda denize girebilirsiniz.
Rüzgar sörfü meraklısı iseniz tercihinizi Aydıncık Plajı‘ndan yana da kullanabilirsiniz. Kuzeyden esen rüzgarı alan ve sörf için ideal bir lokasyona sahip.
Gökçeada’da gezilecek yerler nelerdir?
-
Rum Köyleri
Bademli, Zeytinli, Tepeköy ve Dereköy kentsel sit alanı ilan edilerek koruma altına alınan Rum köyleri. Bu köylerde nüfusun çoğunluğunu Rumlar oluşturuyor. Sadece Kaleköy, koruma kapsamı altına alınmamış ve diğerlerinden farklı olarak burada hiç Rum yaşamıyor.
Zeytinli Köyü Rum Kilisesi
-
Çınaraltı
Tepeköy’e varmadan sağa saptığınızda karşınıza çıkacak 652 yıllık koruma altına alınmış bir çınar ağacı göreceksiniz. Ortam ben de hayal kırıklığı oluşturdu, çünkü temiz ve düzenl, değil. Daha çok piknikçilerin tercih ettiği yerin manzarası çok güzel o yüzden gitmenizi öneririm.
-
Tuz Gölü
Aydıncık Plajı’na yakın lokasyonda bulunan, yağmur sularından oluşan gölde çok sayıda kuş türünü görmeniz ve kükürt oranı yüksek çamurdan istifade etmeniz mümkün.
Gökçeada’da benim gezdiklerim ve gördüklerim dışında güzel bilgilere şu sayfadan ulaşabilirsiniz: http://www.gokceadarehberim.com/
Gökçeada’da ne yemeli?
- Dibek kahvesi
- Keçi sütlü dondurma
- Sakızlı muhallebi
- Domates reçeli
- Efibadem
Zeytinli Köyü’nde taş yapıların arasında alkol satışı yapmayan, sahibi Rum olan Nostos Cafe’de meşhur dibek kahvesi eşliğinde sakızlı muhallebiyi tatma şansımız oldu.
Önceki Ege tatilimizde Bozcaada’da tattığımız ve hayran kaldığımız, mekana da ismini veren Efibadem‘i Gökçeada meydanda görünce kendimizi attık hemen. Efibadem; tereyağı ile yapılan, bademli, ve taş fırında pişirilen, ağızda dağılan bir kurabiye. Hediyelik de alabileceğiniz bu kurabiye paket açılmadan bir yıla kadar saklanabiliyormuş. Yöresel reçeller ve dibek kahvesi bir çok yerde satılıyor ama ben alışverişimi Efibadem’den yaptım. Yine dondurmayı topu 2 TL’den bu cafeden alabilirsiniz, bence en lezzetlisi burada. 🙂
Bu güzel keçilerin sütlerini ve sütten yapılan ürünlerini de tatmakta fayda var 🙂
Reçelli, keçili, sabunlu, denizli, lavantalı, akşam sefalı Gökçeada maceram bu şekilde 🙂 Sorularınız olursa yorum bırakabilirsiniz, bilgim dahilinde yanıtlamaya çalışırım. Bir sonraki yazımda ada da giydiğim kombinlerim olacak inş 🙂
Şimdiden iyi tatiller 🙂
No Comments